Bridolog
6 dakikalık okuma
Fransa’da bir şatoda düğüne gitmeye hazır mısınız? Sizleri Didem Cikse ve Sylvain Roussarie’nin Chateau d’Aveny’de gerçekleşen düğününe davet ediyoruz. “Ne yaparsak yapalım “biz” olsun, bizi yansıtsın ve bir de sürdürülebilir olsun” düşüncesiyle yola çıkan çift yaratıcı fikirleri sayesinde hoş ve samimi bir düğüne sahip olmuş. Didem’den tüm düğün sürecini, seçimlerini ve Fransa’da düğün yapmanın avantaj ve dezavantajlarını dinledik. O zaman başlayalım!
Didem merhaba! En baştan başlayalım. Eşinle ne zaman tanığını ve nasıl bir evlilik teklifi aldığını öğrenebilir miyiz?
Merhaba! Sylvain ile 2018 yılının sonunda bir kayak tatilinde Erzurum’da tanıştık. Ortak arkadaşlarımızın davetiyle hem yılbaşı kutlaması hem de kısa bir tatil yapmak için bir araya gelmiştik. Sylvain Fransız ama uzun bir süredir Türkiye’de çalışıyordu. Biz tanıştıktan sonra arkadaş olduk, hatta bir yıl içerisinde birlikte bir girişim kurmaya karar verdik. Zamanla arkadaşlığımız ve iş ortaklığımız sevgililiğe ve de yol arkadaşlığına evrildi.
Hem birlikte bir girişimi büyütmeye çalıştığımız hem de sevgili olduğumuz için aslında birbirimizden ayrı geçirdiğimiz zaman oldukça az. Bu zaman zaman oldukça avantajlı zaman zaman da dezavantajlı bir durum. :) Bu sebeple Sylvain’in benim için sürpriz bir evlilik teklifi organize etmesi oldukça zordu. Hatta biz nişanımızı yaptıktan sonra Sylvain bana evlenme teklif etti, biraz kronolojisi ters bir teklif ama bizim için mükemmel bir anı!
Bordeaux tatillimizde bölgeyi ziyaret ederken Atlas Okyanusu’nun kıyısında Arcachon’a gittik. Sylvain Fransa’da daha öncesinde skydiving yapıyormuş ve benimle beraber de bu deneyimi yaşamak istediği için bir atlayış organize etmişti. Birlikte 4000 metre yükseklikteki uçaktan atladıktan sonra 50 saniye kadar serbest düşüş gerçekleştirerek, Arcachon sahili üzerinde uçuşlarımızı tamamladık. İniş yapar yapmaz Sylvain’in evlenme teklifiyle karşılaştı ve bu bana gerçek bir sürpriz oldu! Ben lise yıllarımda paraşüt eğitimi almıştım ama atlayış öncesi rahatsızlandığım için atlayışı gerçekleştirememiştim. Bunu daha önce Sylvain ile de paylaşmıştım. Sylvain birlikte yarım kalan deneyimlerimizi tamamlayacağımız ve ilkleri beraber deneyimleyeceğimize vurgu yaparak evlenme teklifini gerçekleştirdi.
Düğününüz ne zaman, nerede ve kaç kişiyle gerçekleştiğini öğrenebilir miyiz?
Düğünümüz 19 Mayıs’ta, Paris’e 1 saat uzaklıkta, Vexin-sur-Epte bölgesinde Chateau d’Aveny’de yaklaşık 100 davetli ile gerçekleşti.
Düğününüzün teması ve dekorasyonuyla ilgili neler söyleyebilirsin?
Aslında düğünümüzü organize ederken en çok söylediğimiz şey ne yaparsak yapalım “biz” olsun, bizi yansıtsındı, ve bir de sürdürülebilir olsun. Zaten Chateau d’Aveny hem bahçesi ve doğasıyla hem de iç mekandaki tüm detaylarıyla oldukça eşsiz bir yer. Biz bu mekanda sevdiklerimizle yarattığımız samimi ortamın keyfini çıkarmak ve biraz da kendi dokunuşlarımızla misafirlerimizin deneyimlerini kişiselleştirmek istedik. Bu sebeple tek seferlik kullanılacak büyük çiçeklerden dekorlar yerine daha çok küçük dokunuşlar yapmayı tercih ettik. Sylvain da ben de lego yapmayı çok seviyoruz, şu andaki şirketimizde lego ile kodlama ve robotik eğitimleri de veriyoruz. Bu sebeple masalarda canlı çiçekler kullanmak yerine legolardan yaptığımız buketleri kullandık.
Masalarda masa numarası yerine, seyahat ettiğimiz farklı şehir isimlerini ve bu şehirlerde çekilmiş fotoğraflarımızı kullandık. Böylece hem misafirlerimizle hatıralarımızı paylaştık hem de düğünümüzde kullandığımız fotoğrafları anı olarak evimizde saklayabilme şansımız oldu.
Diğer ana dokunuş ise davetiyelerimizin yaratıcısı Beliz’den, Mazu Studio’dan geldi. Chateau d’Aveny, Giverny bölgesinde yer alıyor, Giverny Claud Monet’in yaşamını sürdürdüğü, ünlü nilüferi ve Japon Köprüsü’nü resmettiği yer. Bu sebeple sevgili Beliz, davetiyelerimizi tasarlarken Monet’in nilüferlerinden esinlendi. Biz de bu güzel tasarımlara dekorasyonda - örneğin oturum kartlarında, hoş geldin panosunda ve gün akışı kartlarında - olabildiğince yer verdik. Uzun kokteylden sonra resepsiyon salonuna geçerken misafirler masa-isim kartlarını bahçedeki taktan alıp masalarına devam ettiler. Ayrıca masalarımızda mumluklarımız da nilüferleri temsil ediyordu.
Son olarak misafirler resepsiyon öncesi ağaç gövdesi olan bir canvasa, kendi parmak izlerini bırakarak hep birlikte bir ağaç resmi oluşturdular. Bu da düğün günümüzden bir hatıra olarak bizimle.
Düğünün yeme içme kısmı hakkında da konuşalım? Nasıl bir menü tercih ettiniz?
Biz bahçede başlayan uzun bir kokteyl tercih ettik. Resepsiyon öncesi bu kokteylde ve de after party'de misafirlerimize sunulan kokteyller sevgili arkadaşımız Büte Akpınarlı tarafından özenle hazırlandı. Vibe Brand Studio'nun kurucusu Büte, Sylvain'ın ve benim tercihimize göre signature kokteyl ve shotlar yarattı. Reyhanlı cin, Türk kahveli lokumlu martini shot gibi Türkiye'den getirdiği lezzetleri Fransa'daki tatlarla buluşturdu.
Yemek için ise sıcak ve soğuk kanepelerin servisinden sonra saumon 3 façons, trüflu risotto, rotisserie ve peynir büfeleri kuruldu. Resepsiyon sırasında misafirlere sunulan ana yemek, Cocotte de Beef, döküm tencerede şef kepi ile masalara bırakıldı. Her masadan seçilen bir misafir "şef" olarak tüm masaya servisi yaparak samimi bir deneyim oluşturdu.
Gelelim gelinliğine. Bize biraz gelinliğini anlatabilir misin?
Modern, konforlu, sade ve şık bir seçim yaparken sürdürülebilirliğe önem veren bir marka ile ilerlemek istedim. Vivienne Westwood gelinlikleri denediğimde doğru yerde olduğumu hemen hissettim. İkonik korsesi ve mükemmel kumaşı, gerçekten hem rahat hem de şık hissettirdi.
Peki saç ve makyaj konusunda nasıl seçimler yaptığını öğrenebilir miyiz?
Saçlarım konusunda sonsuz güvendiğim Volkan Taşçı ile çalıştık. Hem benim hem de Sylvain’in yanında o vardı. Volkan, düğünden önce saç bakımlarımızı tamamladı, bizimle beraber Paris’e kadar geldi. Hem gün içerisindeki akışı profesyonelce yönetmesiyle hem de bizi anlayıp ihtiyacımıza göre anında çözümler üretmesiyle düğünde en büyük yardımcılarımızdan biriydi. Makyajda ise yerel markalardan Kaki Beauty’den hizmet aldık. Günlük hayatımda çok fazla makyaj yapmayı tercih eden biri değilim, o yüzden makyaj çok önceliklendirdiğim bir konu olmamıştı. Yerelde doğal markalarla çalışan Kaki’yi bulduğumdaysa tarzımı yakalayacaklarını anlayıp çok mutlu oldum!
Peki müzik konusunda nasıl seçimler yaptınız? Kimlerle çalıştınız?
Mümkün olan her tatilimizde Akyaka’da ve Riders’da vakit geçirmeyi, eğlenmeyi çok seviyoruz. Tabi ki Deniz Sipahi’yi dinlemeyi de. Deniz’in düğünümüzde sahne alacağını hayal etmek bizi çok heyecanlandırdı ve o da bizi kırmadı geldi. :) Müzikte bize Deniz Sipahi, Onur Şanlı ve Hazal Esen eşlik etti. Gerçekten unutulmaz anılar yaratmamızı sağladı. İlk dans müziğimizse yine bizim çok severek dinlediğimiz, Deniz’in seslendirmesiyle “Leyla” oldu. Giriş müziğimizi de Florence+The Machine’den “You Got the Love” olarak seçtik.
Bizim düğünümüz bahçeden uzun bir kokteyl ile başladı. Bu kokteyle eşlik eden Fransızca ve Türkçe müzik listesini de arkadaşlarımız hazırladı. :) Ayrıca pasta kesmek yerine, bir tatlı büfesi açılışı yaptık.
Destinasyon düğünlerinde yaratıcı hediyelik fikirlerini çok sık görüyoruz. Siz davetlilerinize düğün hediyelikleri verdiniz mi?
Evet, davetlilerimize küçük jüt çantalar içerisinde Normandie bölgesinin tuzlu karamellerinden, viennoiseries (kruvasan, pain au chocolat, pain au raisin), Türkiye’den kolonya ve eşarp hediye ettik.
Düğününüzü planlarken bu süreçte en zorlandığınız nokta ne oldu? Fransa’da düğün planlamanın avantajları ve dezavantajları sence nelerdi?
Fransa’da düğün yapmanın en zor yanlarından birisi Fransızca bilmemek. :) Ben Sylvain Fransız olduğu için bu süreci kolay atlattım. Dezavantajlardan diğeri ise bugünlerde bizler için büyük problem haline gelen vize sorunu. Biz bu sebeple gelemeyenler olduğu için benim ailemin yaşadığı şehir Adana’da da bir düğün daha yaptık. Her iki düğünü de karşılaştırdığımda kesinlikle Fransa’da düğün yapmanın daha avantajlı olduğunu söyleyebilirim.
Biz misafirlerimizin çoğunun şatoda konakladığı, erkenden gelip odalarında hazırlandığı, 17.00’de kokteyl ile başlayan sabah 04.00’e kadar eğlencenin devam ettiği ve ertesi gün yine bir brunch ile sonlanan bir düğün organize etme şansı elde ettik. Misafirlerimizle sakince zaman geçirebildik, bir yerlere yetişme trafik gibi dertlerimiz olmadı. Minimum katılımcı sayısı ya da zorunlu olarak seçilmesi gereken firmalar gibi sınırlarımız olmadı. Çok geniş bir yemek menüsü ile Fransa’nın başka yerlerinden gelen şampanya ve şarapları ikram etme şansımız oldu. Aslında mekanı kiraladıktan sonra bir çok konuda istediğiniz gibi bir düğün yapma özgürlüğünüz oluyor, bu büyük bir avantaj.
Son olarak evlilik hazırlığı yapanlara nasıl bir tavsiyede bulunursun?
Süreçten keyif almaya odaklanın, hazırlık sürecinden de düğünün kendisinden de. Bütün yemeklerden yiyin, sonra tatmadığınız şeyler için pişman olabilirsiniz. :) Küçük detaylara, eğer kişiselleştirilmiş değilse, çok önem vermeyin. Sizi seven ve size mutlu gününüzde eşlik etmek için düğününüze katılan sevdikleriniz, masadaki örtünün rengi ile ya da servis setiyle pek ilgilenmeyecekler. Bütçenizi güzel yemek, müzik ve deneyime ayırın, düğününüz siz koksun derim! :)
Künye:
Mekân: Chateau d’Aveny
Organizasyon: Gelin & Damat :)
Catering: Grand Chemin Traiteur
Kokteyl: Büte Akpınarlı
Fotoğraf: İki Hayat Bir Kare , Kemal Uysal, İpek İnli
Gelinlik: Vivienne Westwood
Gelin Ayakkabıları: Repetto Paris
Saç: Volkan Taşçı
Makyaj: Kaki Beaute
Damatlık: Ayhan Apaydın
Damat Ayakkabıları: Repetto Paris
After Party Elbisesi: Made with Love
Davetiye: Mazu Studio
Hediyelik: Gelin & Damat :)
Müzik: Deniz Sipahi
Ses/Işık: FM Diffusion